Sığır Yetiştiriciliğinde Ayak Hastalıkları ile Mücadele Çok Önemlidir. Dikkate Alınmalıdır.
Sığırların ayak sağlığı, veteriner cerrahide, veteriner ortopedide ve yetiştiricilikte dikkat edilmesi ve üzerinde durulması gereken sorunların başında gelir. Yetiştiricilere ve dolaylı olarak ülkenin hayvancılık ekonomisine en büyük kayıpları, yoğun ayak hastalıkları bulunan işletmeler verdirmektedir. Her biri kendi karakteristik, süre ve insidans özelliklerine sahip çeşitli ayak hastalıkları ile karşılaşılmaktadır. Bundan dolayı da ayak hastalıklarının her birinin, yetiştiriciler üzerinde ayrı ayrı ekonomik sonuçlarının olması da kaçınılmazdır. Risk faktörleri ve muhtemel müdahale stratejileri bilinmesine ve bu stratejilerin uygulanabilirliğinin mümkün olmasına rağmen, birçok yetiştirici, müdahale stratejilerini uygulamamaktadır. Bunun sebebi, hayvan refahı ve ayak sağlığı problemlerinin getirmiş olduğu ekonomik kayıpların, yetiştiriciler tarafından ciddiye alınmaması olarak düşünülebilir. Ancak şu unutulmamalıdır ki sığır yetiştiricileri, birçok konuda olduğu gibi işletmelerindeki hayvanların ayak sağlığı konusunda da oldukça kilit bir konumdadır. İşletmelerde meydana gelen ayak hastalıklarının sebep olduğu verim ve buna bağlı olarak ekonomik kayıpların önüne geçmek için, yetiştiricilerin tutum ve davranışı, konuya yaklaşımı, bunun da ötesinde konuya olan ilgisi, ülke ekonomisini de direkt etkilediği için, hayati önem taşımaktadır. Ayak hastalıklarıyla mücadelenin ilk adımı, üretim döngüsünün birinci basamağı olan yetiştiricilerin, bilinçlendirilmesi olarak değerlendirilebilir.
Ayak sağlığı problemleri, hayvan işletmelerinde direkt ve indirekt ekonomik kayıplara neden olur. Ayak hastalıklarında direkt ekonomik kayıplar; tedavi masrafları ve tetkiklerden ileri gelir, çünkü akut dönemde meydana gelen problemler dolayısı ile işletmede bulunan inekler, üretim sürecinden çıkarılmak zorunda kalınabilir. İşletme bazında indirekt ekonomik kayıplar, daha çok üretim yönüne bağlı olarak et veya süt veriminde yaşanan kayıplardır.
Ayak sağlığı problemlerinin çok çeşitli olması, işletme yönetimi ve ahır olarak kullanılan yerlerin farklılığından da ileri gelebilir. Ancak birçok çalışma hastalıkların çeşitliliğinin, genetik kaynaklara dayandığını rapor etmektedir. Bundan dolayı hastalık insidansını azaltmak için seleksiyon yapılması yararlı olabilir.
Bahsedilen bu ayak hastalıkları insidansı, bölgeden bölgeye farklılık gösterebilir. Genetik faktörlerin dışında, işletmelerde bulunan sistemik hastalıklar, beslemede kullanılan yemler veya beslenmede yetersizlikler de ayak problemlerinin meydana gelmesine neden olan faktörler arasında sayılabilir. Irk yatkınlığı olarak Friesian, shorthorn, jersey gibi sığır ırkları ayak hastalıklarına en yatkın ırklar olarak öne çıkar. Ayak hastalıklarıyla ilgili problemler işletmelerde %2-4 oranında görülebilir. Ancak %20 gibi bir orana yaklaşırsa mutlak suretle sürünün ve işletmenin fiziki koşullarının sistemik olarak gözden geçirilmesi ve tespit edilen problemlerin ivedilikle ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Özellikle soğuk ve yağışlı geçen mevsimlerde, daha sıcak ve kurak olan mevsimlere göre ayak hastalıklarının görülme sıklığı artar. Yetişkin hayvanlarda, genç hayvanlara göre daha fazla ayak hastalıkları görülür. Yine gebelik döneminde de özellikle arka ayaklara binen aşırı yükten dolayı, çeşitli sistemik hastalıkların da etkisiyle, ayak hastalıkları oldukça sık görülmektedir.
Ayak hastalıklarının besi ve süt sığırı yetiştiriciliğinde oldukça önemli bir yeri olduğundan yapılan bilimsel çalışmalarda, ayak hastalıklarından işletmelerde meydana getirdiği kayıpların yerinin, diğer tüm sağlık sorunlarından dolayı meydana gelen kayıplar arasında oldukça yüksek pay sahibi olduğu vurgulanmaktadır. Ayak hastalığı bulunan hayvanda süt veriminde düşüş çok keskin şekilde görülür. Gıda alımının azalmasına bağlı olarak özellikle besi sığırlarında vücut ağırlığı kaybı kaçınılmaz hale gelir. Bu süreçte herhangi bir müdahale yapılmaz veya yapılan müdahale sonuç vermez ise hayvan erkenden üretimden çıkarılmak zorunda kalabilir.
Bu sorunların önüne geçmek, işletmenin kârlılığı açısından hayati öneme sahiptir. Özellikle büyük ölçekli işletmelerde meydana gelen ayak hastalıkları çok dikkatli bir şekilde takip edilmeli ve sorunun tespitinin akabinde derhal ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Düzenli tırnak bakımları, ahır zemininin düzenli temizliği, ahırın dezenfeksiyonu ve düzenli veteriner hekim kontrolü mutlaka yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki koruyucu amaçlı alınan önlemlere harcanacak para, ayak hastalıklarından etkilenen sürülerde meydana gelecek verim kayıpları, teşhis ve tedavi masraflarının yüksek miktarlara ulaşmasının önüne geçmektedir. Yetiştiricilerin hekim tavsiyeleri doğrultusunda bilimsel ve teknolojik metotlarla önlemler alması, hem işletmenin verimliliği hem de ülke hayvancılığının gelişmesi açısından hayati önem taşımaktadır.